Kendimize isim olarak seçtiğimiz “UFKABAKAN”, ilerisini gözleyeni, yarınları düşleyeni betimliyor.
Fakat bundan biraz daha fazlası da var.

Ufkabakan esasında edebiyattan esinlenilmiş bir sözcük. Fantastik edebiyatın en önemli kalemlerinden Ursula K. Le Guin’in ünlü “Yerdeniz Öyküleri” serisinde bahsi geçen küçük bir kayığın adıdır (romandaki özgün terim “Lookfar”). Yerdeniz hikayelerinin baş kahramanı olan sihirbaz Çevik Atmaca, anlatının belirli bir aşamasında gözleri görmeyen yaşlı bir adama yardım ederek onu iyileştirir ve yeniden “ışığa” kavuşturur. Yaşlı adam da bunun karşılığı olarak, pruvasında iki yanda göz simgeleri boyalı olan eski ve mütevazi teknesini sihirbaza hediye eder ve ona ‘Ufkabakan’ adını vermesini ister. Çevik Atmaca yeni yoldaşı olan Ufkabakan ile En Uzak Sahil’e doğru yelken açar.

Bu küçük tekne, fiziksel olarak ufka bakmasının yanı sıra rüzgarsız bir havada bile büyü ile yol alabilme (içsel güç, iyimserlik ve umut) ve mental olarak gözünü ileriye dikme özelliklerini temsil ediyor. İhtiyar adamın tekneyi hediye etmesi, aynı zamanda bir insanın sadece bir şey almaktan mutlu olmayacağını da gösterir. İnsanlar kendilerinden bir şey verince de mutlu olurlar. Tekne mecazını biraz daha genişletirsek, hayatta kurduğumuz işler, icra ettiğimiz mesleklerimiz de esasında birer teknedir. Mütevazi veya gösterişli, küçük veya büyük, geleneksel veya çağdaş olabilirler. Neticede hepsi birer araçtır ve işleri bizi bir yere götürmektir. O yer hayatımızın ‘ikigai’sine hizmet ediyorsa doğru rotadayız demektir.

‘Yaşama sebebi’ olarak çevirebileceğimiz ikigai kelimesini Japonlar ‘sabah uyandığınızda sizi yataktan çıkaran şey’ diye tarif ediyorlar. İkisi de aynı kapıya çıkıyor, yaşam enerjimizi nereden alıyoruz? Bunun yanıtını bulabilmek içinse sonunda ışık olan içsel bir yolculuğa çıkmak gerekiyor. Bu yolculukta bize 4 temel soru yol gösteriyor:

1. Neyi yapmayı seviyorum? (tutkumuz)
2. Neyi yapmada iyiyim? (uğraşımız)
3. Dünyanın neye ihtiyacı var? (misyonumuz)
4. Ne yaparak gelir sağlayabilirim? (uzmanlığımız)

İşte bu dördünün birleştiği nokta, ikigaimizi işaret ediyor. Ufkabakan ailesi olarak bizler her sabah gülümseyerek ve enerjik biçimde güne başlamamızı sağlayan sebebi biliyoruz. İçsel bir güç ve umutla, yaptığımız işin dünyaya ve topluma olan faydasına içtenlikle inanıyoruz. Bir başka kurumun ‘var oluş amacını’ gerçekleştirme yolculuğuna, uzmanlığımız ile rehberlik edebilmekten tarifsiz bir mutluluk duyuyoruz.

Sevdiğimiz ve iyi olduğumuz işi yapıyoruz.