Enerji dönüşümünün ve sistemlerin tüketiminin optimizasyonu, sektördeki en önemli konulardan biri haline gelmiştir. Bir enerji dönüşüm sisteminin tasarımı ve işletimi ile ilgilenen mühendisler ve bilim insanları, verimliliği en üst düzeye çıkararak ve üretim maliyetini ile çevresel etkiyi en aza indirerek sistemi iyileştirmeyi ve optimize etmeyi hedeflemektedir. Bu tür sistemlerin optimize edilebilmesi için öncelikle sistem içerisinde hangi termodinamik verimsizliklerin, maliyetlerin ve çevresel etkilerin oluştuğuna göre gerçek mekanizmanın anlaşılması gerekmektedir.
Yaklaşık on yıl kadar önce Enerji yönetimi tanımı aşağıdaki şekildeydi;
Etkin enerji yönetimi, üretim seviyelerini, ürün kalitesini veya çalışan motivasyonunu düşürmeden ayrıca güvenlik ve çevre standartlarından ödün vermeden enerjinin daha verimli kullanılmasına yardımcı olur. Basit tanım olarak, enerji yönetimi, ürün çıktısı birimi başına enerji maliyetini optimize etmektir.
On yıl önce enerji yönetimi içinde tanımlanan ürün kalitesinden ödün vermeme, çalışan motivasyonunun yüksekliği, üretim maliyetlerinin azaltılması çevreye minimum etki kavramları halen geçerliliğini korumakla birlikte, artık yanına; enerjinin ucuz ve kesintisiz tedariği, yenilenebilir kaynaklardan öz tüketimin karşılanabilirliği, enerji tedariği ve/veya enerji kaynaklarında esneklik, sınırda karbon vergisi, yeşil dönüşüm, sürdürülebilirlik, ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Standardı kavramlarını da eklendi.
Yani günümüzde artık Enerji Yönetimi dediğimizde enerji tedariği ile başlayan, sahip olunan tüketim noktalarındaki tüketim ve dönüşümlerin performansı ile devam eden sürekli iyileştirme ve kesintisiz üretim girdisi ve maliyet avantajı unsuru oluşturan, bunların yanında ulusal ve uluslararası mevzuatlarla ciddi yaptırımlar içeren, bir kavramla karşılaşıyoruz.
Ufkabakan Blog
Dilek Baz
Enerji Takım Lideri
ufkabakan.com.tr/blog
#HASTAGLER